3.3 trilyon dolarlık akıllı şehir

Dünyada nüfusun sürekli artmasıyla altyapı, güvenlik, sağlık, atık ve konut açığı gibi yeni sorunların ortaya çıktığı şehir hayatına çözüm bilgi teknolojilerine dayanan ‘akıllı şehir’ yatırımlarından geliyor. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre, bugün dünya nüfusunun yüzde 55’i şehirlerde yaşıyor ve bu oran gelecek 30 yılda yüzde 68’e yükselecek. Başka bir ifadeyle şehirli nüfusuna en az 2.5 milyar kişi daha eklenecek.
2025 yılına kadar akıllı şehirler sayesinde gelişecek işlerin pazar değeri adeta dudakları uçuklatıyor. Tam tamına 3.3 trilyon dolar…
Akıllı teknolojilerle donatılan şehirler, kaynakları etkin ve daha akıllıca kullanılmasını sağlarken maliyet ve enerji tasarrufu yapılmasına, hizmet sunumu ile yaşam kalitesinin geliştirilmesine, en önemlisi çevre kirliliğinin azaltılmasına katkı yapıyor.
Mckinsey Küresel Enstitüsü’nün ‘Akıllı şehirler: Daha yaşanabilir bir gelecek için dijital çözümler’ isimli araştırmasına göre, güvenlik, sağlık, hareketlilik, enerji, su, ekonomik kalkınma ve konut, atık ile vatandaşlık hizmetleri alanındaki akıllı uygulamalar şehirleri daha sürdürebilir hayatın yaşandığı yerler haline getirecek.
Söz konusu uygulamaların hayata geçirilmesiyle, 2025’de suç oranları yüzde 30-40 düşecek, ulaşımda harcanan vakit günlük 15 ila 30 dakika arası azalacak, kişi başı günlük 25-80 litre arası su tasarruf edilecek, acil vakalara müdahale zamanı yüzde 20-35 hızlı olacak ve vatandaşların yaşam masrafları yüzde 1-3 azalacak, sağlık hizmetleri için harcanan vakitten yüzde 45-65 tasarruf sağlanacak, dizel araçlardaki egzoz emisyon oranı yüzde 8-15 arası düşecek ve hızlı müdahale ile 5 milyonluk bir şehirde yılda 30 ile 300 kişinin hayatı kurtarılacak.
Önümüzdeki 10 yılda güvenlik, sağlık, hareketlilik, enerji, su, ekonomik kalkınma ve konut, atık ve vatandaşlık hizmetleri konusunda geliştirilecek akıllı uygulamalar ön plana çıkacak.
Mobilite hayatı kolaylaştıracak
Nüfus artışının bir sonucu olarak gelecek yıllarda 2.5 milyar insanın daha şehirlerde yaşamasıyla ulaşım sistemleri sorun olmaya devam edecek. Fakat, ulaşımın “akıllı” teknolojilerle donatılmasıyla, trafikte kaybedilen zaman, yakıt tüketimi ve karbon salımı düşecek. Akıllı teknolojilerin sunduğu gerçek zamanlı toplu taşıma bilgisi, dijital olarak toplu taşıma ücreti ödeme, otonom araçlar, ulaşım altyapısının bakımını gözeten uygulamalar, akıllı trafik sinyalleri, akıllı park, araç paylaşımı ve bisiklet paylaşımına yönelik uygulamalar şehirlerin hareketliliğinde (mobilite) ön plana çıkacak.
Bilgi teknolojileri sayesinde şehirlerin belirli kesimlerine yerleştirilen sensörlerden toplanan hız, konum ve benzeri bilgiler, trafiğin sıkıştığı anlarda alternatif çözümler oluşturulmasına imkan verecek.
Özetle akıllı şehirlerde vatandaşların hareketliliği artırılacak ve şehir ekonomilerine katkı sağlayacak uygulamalar ön plana çıkacak.