Kur artmasa da otomobil zamlanacak
Kur korumalı TL mevduat sistemi ile döviz kurunda yaşanan sert düşüş sonrası her alanda ürün fiyatlarının gerileyip gerilemeyeceği merak konusu. Hiç kuşkusuz son 1 ayda yüzde 100’e varan oranda zamlanan otomobil de bunların başında geliyor. Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış CEO’su Ali Haydar Bozkurt ile yaşanan son gelişmeleri, sektörü bekleyen zorlukları ve 2022 yılı beklentilerini Oksijen için konuştuk… İşte 24 Aralık’ta Oksijen Gazetesi’nde yayınlan röportaj.
Kurdaki son gelişmelerden sonra araç fiyatları ucuzlar mı?
Her markanın stok pozisyonuna göre bir duruşu olacaktır. Mesela biz satışlarımızın yüzde 93’ünü oluşturan yerli modellerimize son 8 Aralık’ta zam yapmışız. Zammı ayarladığımız zaman euro 15.5 TL idi. Hatta bu hafta kur 20’ere gelince mecburen bir fiyat ayarlaması çalışıyorduk, kur geri gelince onu iptal ettik. İthallerde de fiyat ayarlamasını 17 Aralık’ta yapmışız. Orada tamamını yansıtmadık ama yüksek bir maliyetten girdi. Kur 1 haftada yüzde 30 fark etti ama küçük küçük zam yapabiliyorsunuz. Birden yüzde 30 zam yapma şansınız yok. Onlara da zam yapacakken, durdurduk. En azından yüzde 10-15 ara zam yapacaktık. Ama bazı markalar araç giriş tarihlerine göre farklı pozisyonlar alabilirler. Finalde markaların fiyatlarını kıyasladıklarında müşteriler ne yapmış, ne etmiş görebiliyor zaten. Biz aylardır rakiplerimize göre avantajlı durumumuzu koruyan bir marka olduk.
2022’de sektörü hangi sorunlar bekliyor?
Kur hangi seviyede gidecek bu çok önemli. Ama 2022’nin ayrı bir derdi var. Olay kur nereye gideceğinin dışına çıkıyor. 2022’de araç bulunurluğu sıkıntısı devam edecek. Dilimize doladığımız bir çip krizi var. Şu anda araç bulunurluğunun sorununun temelinde çip krizi yüzde 5’ini teşkil ediyor. Fotoğraf çok farklı bir yere gitti. İşin dört bacağı var. Çipin dışında materyal bulunamaması sıkıntısı var. Magnezyum yoksa çelik üretemiyorsunuz. Komponentleri üreten tedarikçilerde özellikle Uzakdoğu’da Covid-19 kaynaklı üretim duruşları yaşanıyor. Dördüncü sorunu sona sakladım o assolist. Bütün sorunun yüzde 45’i oradan geliyor. Lojistik sıkıntısı büyüyor, konteyner bulunamıyor, fiyatlar ciddi yüksek. Parasını ödemeye hazırım deseniz bile konteyner yok. Zaten bundan kaynaklı sadece otomotivde değil birçok ürün bulunamıyor. Şu an yurt dışıyla yaptığımız görüşmelerde ‘Önümüzdeki yılla ilgili maliyetleriniz döviz bazında artacak hazır olun’ diyorlar. Biz kur ne olacak diye düşünüyoruz, bir de maliyetler nedeniyle döviz bazında ürünün fiyatı değişecek. Kur artmasa da otomobil fiyatları pahalanacak. Böyle bir 2022 bizi bekliyorum. Temel sorun da fiyattan bağımsız ne kadar araç alabileceksiniz.
İstediğiniz kadar araç alabilecek misiniz?
Tüm markalar tedarik sorunu yaşıyor. Önümüzdeki yıl kaç araç alacağınız konusu müthiş muamma. Örneğin bize istediğimiz aracın yarısını verebilecekler. Bu yıl Avrupa’da toplam satışların 16.5-16.8 milyon civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Gelecek yıl beklentisi 19.5 milyon. Bu şu demek Covid-19 ve belli sebeplerden çıkmış olan Avrupa artık daha fazla araç isteyecek. Avrupa’da böyle bir talep varken, bizim de araç bulma şansımız daha az olacak. Sizin ülke olarak sübvanse edilen durumunuz var, daha ucuza alıyoruz. Bu tüm markalar için geçerli. Hal böyle iken ne kadar alabileceğiz, karşımıza nasıl bir fotoğraf çıkacak. Belirsiz bir 2022’ye giriyoruz. Tabii bir de içteki dinamikler var. Türkiye ekonomisi, pazar ve talep nasıl olacak.
Son 2 yılda sizi en çok zorlayan faktörler?
Bizi en çok kur yoruyor. 2022 için üretim siparişi veriyoruz, koca bir yıl. Bir şey tahmin edip veriyorsunuz; pazar şu kadar olur, kur bu kadar olur, ben de bu pazardan şu kadar araç satarım diye. Bir hesap yapıyorsunuz ama kur bir değiştiği zaman bütün o iskambil kağıtlarının en altındaki çıkmış gibi oluyor. Covid-19’u yönetmek o kadar zor değil artık, tedariği olan araçla yönetiyorsunuz ama sipariş vermek, fiyat yapmak. Biz uzun zamandır her ay fiyat artışlarına bakardık, değişim olacaksa yapardık, bazı aylar pas geçerdik. 2-3 aydır her hafta fiyat çalışması yapıyoruz.
Hacı yatmaz gibi olduk
Belirsizliklerle nasıl başa çıkıyorsunuz?
Son dönem iş dünyasında son çok moda olan bir deyim var. ‘Resilience’ diye İngilizce bir kelime var. Dayanıklılık, güçlülük diyorlar. Aslında Türkçe’de bunun tam karşılığı hacı yatmaz gibi olmak. Neyi demek istiyorum; bugün rüzgar buradan esiyor yatıyorsun hop geri kalkıyorsun. Rüzgar yön değiştirince tekrar yatıyorsun, geri kalkıyorsun. Peki rüzgarın yönü değişti şimdi ne yapacağım? Biz Türk iş insanları böyle bir refleksle o kadar uzun zamandır yoğruluyoruz ki. Şuna benzetiyorum bir ipin üzerinde karşıdan karşıya geçerken, bir elimizde halka çeviriyoruz, öbüründe topları çeviriyoruz, kafamızda da mumları taşıyoruz hiçbirini yere düşürmüyoruz bir durum. Bunu yönetmeye çalışıyoruz. Avrupalılar’la sohbet ederken, 3 yıllık plan yapıyor. Aşağı yukarı pazar tahmini, satış, bütçe tutuyor. Biz Ağustos’tan bu yana 8 kere bütçe yaptık, çöpe attık. Şimdi dokuzuncuyu yapıyoruz. Bütçeyi yapmaya başladığımızda euro 7-8 TL’lerdeydi, en son 20 TL’yi gördük. Pazartesi o bütçeyi çöpe attık, tekrar başladık çalışmaya…
2022 yılı pazar tahmini ne?
Asrın sorusu bu… Ağustos’tan önce sorsaydınız geçmiş yıllardan gelen birikmiş talepten dolayı, Türkiye de büyüyor nüfus olarak, ihtiyaçlar da artıyor. O şartlarla devam etseydi, 2022’de 1 milyonlu adetlere rahat ulaşırız diyordum. Bu yılın pazar kapanışı 2020’ye yetişemeyecek, ne kadar araç tedarik edilecek bilmiyoruz ama Aralık’ta 100 bin adedi görmeyecek. 70-75 bin adet olur. Geçen yıla göre 30-35 bin adet altında kalırız gibi. Gelecek yıl da 2021’den daha düşük çıkacak görünüyor. Neden görünüyor? Kur morali iyi geldi bize ama sorular var, kuru stabil tutmayı başarabilecek miyiz? Bu işin ekonomik tarafı, bir de bulunurluk var. 2022 için geniş bir bant aralığında bakıyorum pazara, Ocak ve Şubat’ı bir görmek lazım. 500 bin ile 750 bin adet arasındaki geniş bantta seyreder. Birinci sebep araç bulunurluğu, sıkıntı 2022 sonuna kadar devam edecek. İkinci etken de satın alma gücü. Dövizin pozisyonu, enflasyonun 2022’de tüketicilerin gelirlerine etkisi ve bu insanların otomobil almak için ne kadar büyük para ayırabileceği.
Çip probleminin Toyota’ya faturası ne oldu?
Tedarik sorunu yaşamasaydık 75 bin adet ve üzerine rahatlıkla çıkardık. Biz Aralık’ı tam bilmiyoruz ama yılı 51-52 in adetle kapatacağız.
Elektrikliler 15 yıla yaygınlaşır
Elektrikli otomobilde sadece alt yapı kurulumu yetmiyor. Mevcut elektrik şebekelerinin de uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bir hesap yapılmış, İstanbul’da aynı anda 60-70 bin elektrikli otomobil şarja taktığında şebekenin kaldırmayacağı konuşuluyor. Adım adım tüm ekosistemin buna hazır hale getirilmesi lazım. Elektriklinin yaygınlaşması kavramını doğru anlamak lazım. Sanki satış adedi bir yere ulaşınca yaygınlaşmış gibi algılanıyor. Bizde yaygınlaştı demek için mevcut araç parkındaki penetrasyonuna bakmak gerekiyor. Mesela 13-14 milyon binek araç var, bunun yüzde 40’ı LPG’lidir. Türkiye’de bu işin oturması için en az 15 yıl var, belki daha da uzayabilir. Bugünkü batarya, şarj teknolojisi ile aracın maliyeti önemli konular. Elektrikli otomobilin ucuzlaması lazım, Avrupa’da ciddi teşvikler veriliyor. Tüm bu sistemin oturması zaman alacak.
İlk elektrikli Toyota ne zaman gelecek?
bZ4X’i Avrupa ile paralel 2023 yılında getirmeyi hedefliyoruz.