Otomotivde 8 yıl sonra büyük açık

Türkiye otomotiv sektörü dış ticarette 8 yıl sonra sonra eksiye düştü. Otomobilde ithalatın payı 2023’te yüzde 56’dan yüzde 63’e çıkarken, denge alt üst oldu. 2023’ün 11 aylık döneminde otomobilde 5.9 milyar dolar açık verdi. Binek otomobilde en son 2016’da 1.6 milyar dolar açık verilmişti. Aralık’ta satışların rekor kırdığını düşünürsek, 2023’ü yaklaşık 7 milyar dolar eksi ile kapatmış olacak. Hiç kuşkusuz dengenin negatife dönmesinde matrahların Ağustos 2022’den bu yana artırılmaması ve tüm 1.6 lt motorlu otomobillerin yüzde 80’lik vergi dilimine girmesi etkili oldu.
İhracattan çok ithal eder konuma geldik
Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, “Çok uzun yıllar sonra bu dış ticaret dengesinde otomotiv sektörü eksi vermeye başladı. 11’inci ay sonuçlarına göre 1.3 milyar dolarlık eksi yaratan bir sektör durumundayız. Bunun detayına baktığımız zaman da bunun aslında 6 milyar dolarının otomobilden geldiğini görüyoruz. Yani Türkiye otomobil ihracatının çok daha fazlasında bir otomobil ithal eden duruma geldi. Bu daha önce 2016 yılında olmuş 1.7 milyar dolarla. İşte bu ithalatın Türkiye ekonomisinde yarattığı tahribatı burada görüyoruz” dedi.
Vergi sistemi yerliler aleyhine bozuldu
Eroldu, bir diğer bozulmanın iç pazarda yaşandığını, yerli araçların payının yüzde 43-46 seviyelerinden 2023’te yüzde 37’ye gerilediğini belirtti. 2023 yılında ağırlıklı olarak vergi sistemindeki yerli üreticiler lehine olan konumun bozulduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Türkiye’deki tüm araçlar artık yüzde 80 ÖTV dilimine girdi. Bu aynı zamanda Türk insanında mobilite erişimini de negatif anlamda etkiliyor ve daha önce bizim burada yatırım yapan, ihracat yapan, yerli sanayiciyi korumaya yönelik izlediğimiz politikalar vardı. Bunların biraz uygulama dışında kaldığını 2023 yılında gözlemledik. Bu da hem dış ticaret açığının artmasına yol açtı. Bu zaten yüzde 37’lik yerli payı da aslında dış ticaret açığının başka bir taraftan gösterilmesi. Bunlar bu kadar başarılı yılda bizim için tehdit oluşturan ve başarısız kaldığımız indikatörler oldu.”