Sektöre neden haksızlık yapılıyor?
Türkiye’de zorlu ekonomik koşullara rağmen otomotiv satışları beklentilerin üzerinde bir tempoyla gidiyor. Yüksek faizler, kredi musluklarının kapalı olması ve ÖTV matrahlarının güncellenmesine rağmen ilk 8 ayda toplam pazar, rekor yıl 2023’ün bir miktar üzerinde 762 bin adet seviyesine ulaştı. Ekonominin soğutulması ve Doblo’nun artık ithal olması nedeniyle hafif ticari araçta yüzde 9.5’lik küçülme dikkati çekerken, binek otoda yüzde 3’lük büyüme öne çıkıyor. 10 yıllık ortalamadan yola çıkarsak, 1 milyon adedin üzerine çıkılması artık garanti gibi. Yani her zaman dile getirdiğim gibi ‘Öldük, bittik, son aylar çok zor geçecek’ demek sektörün dinamiklerine haksızlık.
Otomotiv sektörünün paydaşları da bu yönde düşünüyor. Yeni 3008’in lansmanında sohbet ettiğimiz Peugeot Türkiye Genel Müdürü Gülin Reyhanoğlu, ilk defa geçen yıl 1.2 milyonluk bir pazar gördüklerini hatırlatıyor ve ekliyor: “Şimdi bu yıl 1.1 milyon gibi bir sonuç çıkarsa; işte 1 milyonun üzerinde bir pazarda ‘satışlar geriledi’ demek aslında biraz haksızlık oluyor sektörün geneline. 1 milyonun üzerindeki pazar, sektörün gidişatı için iyi bir pazardır.”
Tahminler neden tartışıldı?
Esasında, markanın yıl başında yaptığı 1 milyon-1.1 milyon adetlik pazar tahmini, sektörde tartışma konusu olmuştu. Birçok markanın tepe yöneticisi bu öngörüyü fazla iyimser bulmuş, pazarın yüzde 30-35 daralacağını belirtmişti. Ancak puslu bu ortamda bile pazarın ayakta kaldığı görülünce, 1 milyon adetler yavaş yavaş yüksek sesle konuşulmaya başlandı. Hatta 2024’e temkinli yaklaşan ODMD Başkanı Ali Haydar Bozkurt da satışların 1 milyon adedin üzerine çıkacağını açıkladı. 1 milyon adetlik pazarın Çin malı araçlara yönelik korumacı önlemlerin geldiği, tüm 1.6 litre hacimli otomobillere yüzde 80 ÖTV’nin uygulandığı ve kredi kullanımının neredeyse bittiği bir dönemde geldiğinin altını çizmek isterim.
2025 yılı beklentileri ne?
Peki bu sürpriz talep neden kaynaklanıyor? Gülin Reyhanoğlu, hem filo hem perakende tarafında hâlâ birikmiş talebin olduğuna işaret ediyor. Özellikle filoya yeterince cevap veremediklerinden yakınıyor. Stellantis, pandemi döneminden bu yana bekleyen 300 bin ulaşılmamış talep olduğunu öngörüyor. Bu da bu müşterilerin bir noktada otomobil satın alacağını gösteriyor. İşte geçmiş yıllardan gelen talep, koşullar ne olursa olsun piyasayı ayakta tutuyor. Markanın 2025 yılı tahminleri yine pozitif. Birikmiş talebin 2025’te de karşılanacağını düşünüyorlar. 2024 yılına benzer yaklaşık 1 milyon-1.1 milyon arasında bir satışa göre planlama yapıyorlar. Görüldüğü gibi Türkiye artık pazar 1 milyon adede oturmuş durumda. Büyük bir ekonomik kriz veya vergi artışı olmazsa üç aşağı beş yukarı böyle gidecektir. Ancak kişi başına düşen otomobil sayısını ve ülkenin potansiyelini göz önüne alırsak sadece ‘Yetmez ama evet’ diyebiliyoruz.