Auto Ajans

Haberler

Türkiye liderliği Çin’e kaptırdı

Türkiye liderliği Çin’e kaptırdı
Paylaş
Nisan 17
08:03 2023

Yüksek teknolojili ve uygun fiyatlı Çinli elektrikli otomobil üreticileri tüm dünyayı tehdit ediyor. Bataryada bir numara olmaları, ham maddede zenginliği ve düşük maliyet, Çinliler’in rekabette öne geçmelerini sağlıyor. Çin, otomotivin lokomotif sektör olduğu ülkeleri korkutuyor. Avrupa gibi Türkiye de bu ülkeleri başında geliyor. Avrupa’ya en fazla otomobil ihraç eden ülke olan Türkiye, bu unvanını Çin’e kaptırdı. Direksiyonu Avrupa pazarına çeviren Çinli markalar, AB’de lider ihracatçı konumuna yükseldi. 2022’de Çin AB’ye 15.5 milyar dolarlık binek otomobil ihracatı gerçekleştirerek, 8.6 milyar dolarda kalan Türkiye’yi geçti. 2020’de Çin’in AB’ye ihracatı 2.7 milyar dolar, Türkiye’nin 8.4 milyar dolardı. 2021’de iki ülkenin Avrupa’ya yaptığı ihracat tutarındaki makas azaldı. Çin’in ihracatı 7.6 milyar dolara çıktı, Türkiye’nin 8.6 milyar dolar oldu. Geçen yıl ise Çinli otomotiv üreticileri öne geçerek, 7 milyar dolara yakın fark attı. 2023’te Çinliler’in daha da agresifleştiği ve yeni birçok markanın Avrupa’yı keşfettiğini düşünürsek, liderlik unvanını açık ara devam ettirecekler gibi görünüyor.

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, 2020’de Çin’in Avrupa’yla olan otomobil ihracatının mütevazi rakamlarda olduğunu, 2021’de Türkiye’ye paralel seviyeye geldiğini belirterek, “2022’de Türkiye’nin önüne geçiyor. Bu yalnızca otomobil. Bunun içinde ticari araçlar yok ama yine toplamda da her ne kadar daha rakamlar çıkmadıysa da biz Avrupa Birliği’ne en yüksek ithalat yapan ülke olma konumumuzu kaybedeceğiz gibi gözüküyor. Yalnız otomobilde, bu kadar fark açılınca” diye konuştu. İki perspektifini oldtuğunu aktaran Eroldu, şunları söyledi:

Çin’in kapasite fazlası büyük avantaj

“Bunun bir kısmı Çinli firmalar, çoğunluğu da aslında Avrupalı markaların Çin’de yaptıkları üretimden Avrupa’ya yaptıkları ithalat. Çin’in 2022 ihracatına bakarsak; yüzde 25’i elektrikli, yüzde 75’i de içten yanmalı araçlar. Hem kendi ülkesinde hem de yaptıkları ihracatta. Dolayısıyla burada Çin’in bir üretim merkezi olarak şu anda ama yakın gelecekte de markalarıyla Avrupa Birliği pazarı açısından da önemli bir potansiyel yeni oyuncu olacağını görüyoruz. Tabii bu oluşumun da Avrupa Birliği’ndeki üretim kapasitesinin satürasyonunu zorlamak açısından önemli etkileri olacaktır. Türkiye için de bir rakip olacağı kesin. Hatta bizden şu anda da otomotiv tarafında daha iyi bir performansı var. Pandemi ile beraber Çin’de bir kapasite fazlası var. Yani o yüzden de Çin’in zaten kapasitesi çok çok büyük. Herhalde Çin’in 25 milyonun üstünde bir kapasitesi var. Bu rakamlar da Çin için çok büyük rakamlar değil şu anda. Dolayısıyla Çin’de bugün dünyanın her tarafında bir kapasite var. İyileştirilmiş halimizde yüzde 74’lük kapasite kullanıyoruz.” Çin’in yaptığı ihracatı yalnızca elektrikli olarak görmemek gerektiğinin altını çizen Cengiz Eroldu, “Türkiye’de Çin menşeli ürünleri incelersek; benzinli ve dizellerde 2021’de 126 araç satılmış ki bunun 120’si benzinli 6’sı dizel. 2022’de satış 1.945 oldu. Elektriklide 371’den 775’e çıktı. Yani bugün Çinliler’in hem Avrupa hem Türkiye’ye gelişlerini yalnız elektrikli olarak yorum yorumlamak lazım. 2 tarafta da ürünleri var” dedi.

Türkiye’yi hafif köprü değil Boğaz Köprüsü gibi görsünler

Çin malı elektrikli araçlara getirilen ek Gümrük Vergisi’ni hatırlatan OSD Başkanı, farklı bakış açısı getirerek iki ülke arasındaki rekabetin Türkiye’ye yarayacağını söyledi. Eroldu, “Otomotiv sanayi olarak görüşümüz rekabetin yasaklanması yerine Çinliler’in de gelip Türkiye’de üretim yapmasını sağlamamız lazım. Çin, bu otomotiv işinin bir gerçeği. Bundan kaçınma gibi bir durum yok. Yani bunu yasaklayarak bir yere gidemeyiz. Biz otomotiv sanayi olarak her türlü rekabete açığız. Burada Türkiye’nin izleyeceği politikalarla Çinliler’i de Türkiye’de otomotiv sanayinin bir parçası yapmamız lazım. Bu aynı zamanda otomotiv sanayinin gelişimine yol açacaktır. Rekabetin her zaman hem mevcut oyunculara hem müşterilere herkese faydası olur. Çin’den biz de besleniriz. Türkiye’de belli üretimi; ihracatı arttırır. Yeter ki tabii burada Türk menşeine dönüşmesi lazım bunların. Onların da burasını hafif köprü değil de Boğaz Köprüsü gibi görmesi lazım. Tabir-i caizse; temellerinin derinlerde olması lazım” dedi.

Çin’i sadece elektrikli araçla düşünmeyin

Çin’den gelecek olan ürünlerin yalnızca elektrikli araçlarla kısıtlanmadığının altını çizen Cengiz Eroldu, şöyle devam etti: “Çin’de önemli bir konvansiyonel araç üretimi devam ediyor. Yani şimdi herkesin aklında böyle bir şey oluştu; ‘Çin sanki tamamen elektrikli araçlar üretiyor’. Böyle bir dünya yok. Ki zaten Avrupalı markaların da Çin’e gidip üretim yaptırmasının da sebebi var. Şu anda Avrupa’da baktığımız zaman Çinli markayla Avrupa’da satışlar çok yüksek değil. Yani bu Avrupa’daki büyük satışların büyük kısmı Avrupalı üreticilerin Çin’de yaptırdıkları araçlar. Ama şimdi bunun ikinci dalgası Çinli markalar da Avrupa’ya gelecekler ki işte mesela İtalya’dan ve bazı ülkelerden bu araçların girmesine tepkiler başladı. Dolayısıyla bu da yönetilmesi gereken bir konu. Yani böyle bir oluşum var ki hem Avrupa otomotiv sanayinin hem de Türkiye otomotiv sanayini orta vadede muhakkak etkileyecek. Yani bizim de buna göre bir politika oluşturmaya ihtiyacımız var. Bunu da göz ardı edemeyiz. Dünya Ticaret Örgütü’nün koyduğu kurallar var aslında. Dünyadaki ticaretin çok kısıtlamalara tâbi olmaması lazım. Eğer dampingle yapılmıyorsa yani kasıtlı bir takım hareketler yoksa arkalarında, herkesin her türlü rekabete açık olması lazım. Biz Türkiye’de rekabet edebiliriz diye düşünüyorum. Yani bizim otomotiv sanayimiz de rekabetçi. Şu anda belki geçici olarak bir rekabet kaybı yaşıyoruz ama sonuçta bu hep böyle devam edecek diye bir şey değil. Kaç yıldan beri Türkiye otomotiv sanayi rekabetçi olduğu için bu kadar yatırımı ve üretimi çekti. Yani sonuçta burada 50 senelik bir emek var. Bu 50 senelik emeği de biz bırakmadan tekrar gene rekabetçiliğini kazanmak yolunda çalışacağız.”

Ek vergi yatırımı kaçırmaz aksine…

Ek vergiler sebebiyle Çin’den gelecek yatırımların kaçırıldığına ilişkin tartışmalara da değinen OSD Başkanı Eroldu, “Aslında tam tersine, buradaki üretimi desteklemesi lazım. Çünkü oradan ithalat olarak geldiği zaman yüzde 40 vergiye tabi. Ama Çinli marka Türkiye’de yerli üretim yaparsa o vergiye tabi değil. Bu tür vergilerin teorik olarak ülkedeki üretimi desteklemeleri lazım. Ama tabii yerlilik seviyesinin belli kuralları var. Bir malın yerli olması için yani yalnızca montajını orada yapmak; o malı yerli kılmıyor. Sonuçta muhtevasının da belli oranda, o ülkede yapılmış olması lazım. Öyle bir fark var. Yoksa öbür türlü; 10 parça olarak araç ithal edip, burada lastikleri takıp, yerli diyebilirsiniz. Öyle bir şey yok sonuçta” diye konuştu.

Yazar Hakkında

Mete TANSU

Mete TANSU

SABAH ve VATAN gazetelerinde 20 yıl ekonomi ve otomotiv yazarlığı yaptı. Otoban köşesinde yayınlanan haberleriyle, analizleriyle otomotiv sektörünün nabzını tuttu. Mete Tansu, Türkiye'nin ilk otomotiv haber ajansı ve bilgi platformu Auto Ajans'ı kurdu. Türkiye'nin ilk haftalık gazetesi Oksijen'de köşe yazarlığı yaptı.

İlgili Makaleler

Don`t copy text!