Yüksek faiz ezberleri bozabilir mi?

Otomotiv sektörü pandeminin gölgesinde 2020’yi bitirmeye hazırlanırken, Merkez Bankası’nın beklentilerin üzerinde faiz artışı ve sıkı para politikası mesajlarının önümüzdeki dönemde pazara etkileri merak ediliyor. Politika faizinin 1 ayda yüzde 10.25’ten yüzde 17’ye çıkması, otomobil satışlarında önemli rol üstlenen kredi faizlerinin yükselmesine neden olacak. Ancak işin farklı boyutunu göz ardı etmemek gerekiyor. Faiz artışlarında bardağın boş ve dolu tarafına iyi bakmak lazım. Hiç kuşkusuz artan faiz, kredi maliyetlerini artırıyor. Bahar aylarında taşıt kredisinde en düşük yıllık faiz oranı yüzde 7.84-10.97 düzeyindeydi. Kamu bankaları yerli üretim için faizleri yüzde 0.49-0.69’a kadar düşürürken, özeller de oranları yüzde 1’in altına çekmişti. Koronavirüs salgınına rağmen pazardaki yükselişte düşük faiz etkili olmuştu. Merkez Bankası’nın son hamleleriyle birlikte yıllık faiz yüzde 22.66’ya kadar çıktı. Bankalar son 200 baz puanlık artışı, kredilere yansıtmadı bile henüz. Basit örnekle, 24 ay vadede alınan 100 bin liralık taşıt kredisinin aylık taksitleri 4 bin 479 liradan 5 bin 132 liraya yükseldi. Bu da maliyette yaklaşık 16 bin liralık bir artış anlamına geliyor.
Yüzde 50 ÖTV’ye girme şansı artar
Gelelim bardağın dolu tarafına… Faiz oranları ile otomobil satışları birbirleriyle orantılı. Hiç kuşkusuz faizler yüzde 1’in altına indiği zaman pazar canlanıyor, taksitlerin gerilemesi tüketiciyi cezbediyor. Ancak son faiz artışlarından önce kredili satışların oranı zaten gerilemiş, yüzde 25’e kadar inmişti. Naci Ağbal yönetiminde TCMB’nin sıkı para politikası ile fiyat istikrarı ve kurun kontrol altına alınması öncelikli. Bugünkü politikanın sürmesi halinde kurlarda görülen dalgalı süreç yaşanmayacaktır. Bu da şirketlerin önünü görmesini sağlayacak, ilerisi için planlama yapmaya imkan tanıyacak. Hatırlanacağı gibi dolar-euronun rekor üzerine rekor kırdığı dönemde otomotivcilerin elinden hesap makinesi düşmez olmuştu. Matrah limitleri yüzünden donanımlar tek tek hesaplanıyor, sunroof çıkarılıyor, park sensörü ekleniyordu… Merkez Bankası bu tutumunu sürdürürse, kurlarda istikrar sağlanacak ve otomobil fiyatlarındaki artış duracaktır. Markalar her ay yüzde 4-5 zam yapmak zorunda kalmayacak, piyasaya sunulacak yeni modellerin yüzde 50’lik vergi dilimine girme şansı artacaktır. Böylelikle tüketiciler orta sınıf bir araca 40-50 bin liralık fiyat avantajıyla sahip olacaktır. Görüldüğü gibi hesap ortada.
2021 bol kampanyalı yıl olacak
Faizler yükselse de önümüzdeki dönemde birçok marka, bankalar ve finasman şirketleriyle anlaşarak tüketicilere uygun faizler sunacaktır. 2021 hiç kuşkusuz bol kampanyalı bir yıl olacaktır. Hatta Kasım ve Aralık’ta satışların yavaşlamasıyla şirketlerin elinde stok olacağını düşünürsek, avantajlı kampanyalar Ocak’ta başlayacaktır. Yöneticiler önümüzdeki yıl için tahmin yapmaktan kaçınıyor, öngörüde bulunanlar 700 bin adetleri telaffuz ediyor. Ama Türkiye pazarının dinamiklerinin farklı olduğunun da altını çiziyorlar, yani sürprizlere açıklar…
Umut, uyanık insanın rüyasıdır
2020 çok zorlu, üzüntülü bir yıldı, adını bile duymak istemiyoruz artık… Ocak’ta düzenlenen ODD’nin Gladyatör Ödülleri gecesinde 2019 yılı için sektör yöneticilerinin ‘Oh bitti kurtulduk, daha kötüsünü görmeyiz inşallah’ temennileri hâlâ aklımda. 2020 maalesef ‘gelen gideni aratır’ dedirten bir yıl oldu. Salgın bize sağlığın, hayatın ve özgürlüğün önemini bir kez daha hatırlattı. Ancak yaşanan her şeye rağmen yeni yıl için umutlarımız, hayallerimiz var… 2021 yılında herkese sağlık, sağlık ve sağlık diliyorum. Aristo’nun ‘Umut, uyanık insanın rüyasıdır’ sözü yeni yılda bize de umut olsun…